Zanaatkâr Teknobaz – 30. Bölüm:Teknokrasi
Çok hızlı, fazla hızlıydı.
Ostria’da 120 bin insan vardı, 1100’ü asildi ve 119 bin kişilik halktan30 bin kanunsuz varoşlarda yaşıyordu. Bjorn’e göre bu 30 bin kişi arasındaetkilenen sayısı 100’den azdı. Hiçbirinin de buradan ayrılacak hali yoktu.Gözetlenmeyen nüfusun %0.33’ünden daha hazı hastalık belirtileri gösterdiğihâlde muhafızlar varoşları karantina altına mı almıştı?
Burası kraliyet başkenti veya Kars değildi. Ostria’nın bu seviyedegözetim ekipmanlarına parası yetmezdi. Vikont bunu nereden biliyordu? Daha dakötüsü halkın aksine asiller hastalıkların %99’undan korkmazdı. O zaman nedenböylesine güçlü bir cevap vermişlerdi? Neden varoşları karantina altına almakiçin tapınakçıları yollamışlardı?
Kilian muhafızlar arasında üç tane tapınakçı saydı.
Ya Vikont hastalığın kaynağıydı ya da kaynakla irtibat halindeydi. Neolursa olsun Olaf bu salgınla alakalıydı. Bu salgın asillerin, hayır, birbüyücünün işiydi. Lena bu gerçekleri göremiyor olsa bile o da bir terslikolduğunu fark etti ve Kilian’ın karşısına çıktı.
Yüzünde bir tebessümle ona yaklaştı, sanki karşı konulamazçekiciliğinden etkilenmişti. Adamları da peşinden geldi. Uzun Bjorn’ü aşağıçeken Kilian, sağ kolunu boynuna attı ve sol kolunu da Lena’nın omzuna atıponları muhafızlardan uzaklaştırdı.
Küçük Tapınakçıların menzilinden çıktıklarında adımlarını hızlandırdıve onları karanlık köşelere çekti.
“Kanunsuzların kökünü kazımaya çalışıyorlar.” dedi Kilian, ikiliyibırakıp. Ürkerek birkaç adım geri gittiler ve gözleri fal taşı gibi açıldı.
“İmkânsız! Vikont Olaf delirmiş olsa bile, nüfusun dörtte birini öylecesilip atmaz. Asiller bizlere işkence etmeyi sevse de tek bedava iş güçleribiziz!” diye karşılık verdi Lena, vikontun böyle uç bir şey yapacağınainanamıyordu. Kaybı kazancından fazlaydı!
Ancak Kilian tersini düşünüyordu.
“Teknokrasi’nin üç yüz yıl önceki düşüşünden beri Arkadya’nın teknolojiseviyesi duraksamaya girdi. Neredeyse hiç gelişme gösterilmedi.” diye başladıKilian. Keşiflerin ve icatların çoğu aristokrasinin şu anki gelişmiş seviyesineulaşmasını sağlamıştı ve “Teknokrasi”den doğmuştu. Bu kelime en başta yalnızcateknobazlık yeteneğine sahip olan Kör Kâhin Düzeni üyesi büyücüler içinkullanılan bir hakaretti.
İlk olarak sekizinci ve en zayıf Büyük Düzeni kurmuşlardı. Binlerce yılboyunca kendilerini topluluğu yepyeni seviyelere ulaştıracak aletleri üretmeyeadadılar. Şu anda kıtanın elektrik ve iletişim kanallarına güç veren DraReaktörleri en büyük icatlarından biriydi.
Zamanla bu aşağılamadan kurtuldular, akranları arasında yükseldiler veisimlerini Teknokrat Düzen’e çevirdiler. Teknokratlar icatlarının herkesinyararına ve erişilebilir olmasına inanıyordu. Bu düşünce hükümdarların aslahoşuna gitmedi. Yine de değer biçilmez olduklarından imparatorlar onlarıhoşgördü.
Ne yazık ki bütün büyü dünyasını kaosa sürükleyen bir icat yaptılar:Büyü Karşıtı Tasmalar, sıradan insanlara büyücüleri baskı altına alma gücüveren bir alet.
Tek bir tuşa basıldığında büyü karşıtı tasma uçup kendisini büyücününboynuna takıyor ve bütün büyü yeteneğini bastırıyordu. Bu icattan önce büyücühapishaneleri büyü kullanımını engelleyen rünler ve dizilimlerden oluşuyor, rünve ayin ustalarını paha biçilmez kılıyordu.
Teknokratlar bu icadın büyücüleri hapsetme giderlerini azaltacağınıdüşünüyordu, ama bu büyücülerin kendilerini sıradan insanların karşısında biletutmasına sebep oldular.
Korkunç bir hataydı.
Eski imparator ve Yedi Büyük Düzen bir hafta içerisinde adamlarınısefere çıkardı ve teknokrasiye saldırı düzenledi. Yedi büyük usta yanındaolunca eski imparator bütün Teknokrat Düzeni yakıp kül etti, kimseyi sağbırakmadı.
Ardından onları fehl iblisleriyle işbirliği yapmakla ve dünyayı yoketmekle tehdit etmekle suçladı! Arkadya bir daha asla aynı olmadı.
“Ama artık işler farklı,” diye ekledi Kilian. “İmparator Niklas vonSkoll, yeni bir araştırma ekibi kurdu ve golem yaratma fiyatını büyük ölçüdedüşürdü. Artık bütün şehirler golemlerle dolu. Yemeğe ihtiyaçları yok,yakınmıyorlar ve üç yüz adamın gücünde 7/24 çalışabiliyorlar. Büyük şehirlerdegolemler çoktan ana iş gücünün yerini aldı.
Ostria gibi daha az gelişmiş şehirlerde bedava kanunsuzların yerinegolemleri koyacak para olmasa da vergi ödemeyen otuz bin kişinin kaybı vikontunservetine büyük bir etki yapacaktır,” diye mantık yürüttü Kilian ve Bjorn detitredi.
Lena hâlâ inanmıyordu.
“Pekâlâ, hadi diyelim bize ihtiyaçları yok. Neden hepimizi bir gündekatledebilecekken gidip yeni bir hastalık yaymakla uğraşıyorlar ki? Yasalarbizi korumuyor zaten.
Sıradan insanların hakları yalnızca sıradan insanların arasındageçerlidir ve kanunsuzların da hakkı falan yoktur. Bu operasyon illa ki biryatırım istiyordur. Olaf neden parasını ve zamanını buna harcasın ki? Sırfeğlence için mi?!” diye karşılık verdi. Sözleri kesinlikle kolaycasindirilebilir değildi.
Ama Kilian’ın gözleri varoşlarda gezerken ve hisleri dört bir yanayayılırken, Bjorn’e döndü, teorisinden hiçbir şüphesi yoktu. Ancak Lena’nın şuanki seviyesinde gerçek çok uzak görünüyordu ve Lukas’ın yapamayacağı biraçıklaması vardı.
Fehl açıklamaları.
“İnanıp inanmamak sana kalmış. Ama sakın yanlışa kapılma, eğer buradabir gün daha geçirirsen işin bitti.”
diye belirtti Kilian, binadan binaya sıçradı ve ikilinin karşısındankayboldu, Lena'ya karışacak vakit tanımadı.
“Nefret ediyorum!” Sövdü ve arkasını dönüp gitti. Artık geriye bir tekBjorn kalmıştı.
…
Kilian ikilinin karşısından gidince hızlandı ve bir anda Jezebel’inyanına indi. Esas yerinden hiç ayrılmamıştı.
“Hoş geldin minik çapkınım. Seni özledim.” dedi Jezebel, Kilian geridöner dönmez.
“Bana büyü öğretmen lazım,” dedi Kilian, doğrudan sadede geldi. Bu aniisteği Jezebel’i şaşırttı ve yakut gözleriyle Kilian’a doğru baktı.